Fakat bunu yaparak aslında çok büyük bir hataya da kapı aralıyoruz.
İşte kilo verince bu da akıllara “verdiğim kiloyu korumak neden bu kadar güç?” sorusunu getiriyor. Yanıtı bizde!
Eski alışkanlıklara geri dönüp “1-2 kilodan bir şey olmaz!” diyenlerdenseniz, düzgün dinleyin.
Aslında bu, epey sık tekrarlanan fakat yapılmaması gereken bir şey. Zira kiloyu korumak, birçok insan için vermekten daha sıkıntı. İstediğimiz kiloya ulaştıktan sonra o kiloda sabit kalmak için birkaç şey yapmak gerekiyor.
Öncelikle bu işin sırrı protein, karbonhidrat ve yağ dengesinin yeterli korunmasından geçiyor. Zira yapılan araştırmalar, en güzel diyetin sürdürülebilir diyet olduğu konusunda hemfikir. Fakat bu her vakit diyet yapmak manasına gelmiyor.
Kilo almak istemiyorsanız, güç istikrarını düzgün direktörüz gerek.
Birçok insan, bunu başarmakta zorlandığı için verilen kiloyu da haftalar içinde geri alıyor. Kilo korumak, aslında hiçbir şey yememekten geçmiyor. Tersine, normal öğününüzün dışına çıktığınızı fark ettiğinizde bunu dengeleyebilmeyi sağlıyor. Yani bir gün çok fazla yediyseniz, sonraki gün daha hafif yemekler tüketerek bu dengeyi sağlayabilmelisiniz.
Kilo kaybıyla metabolizma yavaşlıyor ve beden daha az güç harcıyor, bu da tıpkı ölçüde yemek yemeye devam edilse bile kilo alımına neden olabiliyor.
Vücut genetik bir “set noktası” müdafaaya eğilimlidir.
Kilo kaybından sonra vücut, bu noktayı yine yakalamaya çalışarak güç harcamasını minimuma indiriyor. Antrenman alışkanlıklarının azalması yahut aktivitelerin daha az güç harcaması da tekrar kilo alımını tetikleyebiliyor.
İşte bu esnada da devreye kişinin şuuru ve istikrarı giriyor. Şayet alışkanlıklarınızı bozmadan yaşamaya devam etmek ancak tıpkı vakitte da aynı kiloda kalmak istiyorsanız bunun yolu, kiloyu stabil tutmak için güç kaynaklarını dengelemekten geçiyor.
İlginizi çekebilir:
