Kütle çekim kuvvetinin o kadar güçlü olduğu kozmik cisimler ki ışık bile onlardan kaçamıyor. Bu yüzden de direkt gözlemlemenin imkânsız olduğu kara deliklerin varlıklarını etraflarındaki unsurlara ve ışığa olan tesirlerinden anlıyoruz.
Düşersek ne olacağı da daha evvel yaşanmasa bile sonuçta bilimin bu mevzuda karşılıkları var. Bakalım karşımıza nasıl bir süreç çıkıyor?
Geri dönüşün olmadığı hududa gerçek.
Kara deliğe yaklaşırken karşılaşacağımız birinci değerli bölge, “olay ufku” olarak biliniyor. Burası kara deliğin hududu ve bir sefer bu hudut geçildiğinde geri dönüş yok! Olay ufkunu geçtikten sonra ışık dahil hiçbir şey kara deliğin çekiminden kaçamaz.
Spagetti oluyoruz.
Nasıl mı? Hayli enteresan formda hem de. Kara deliğe yaklaştıkça kütle çekim kuvveti inanılmaz boyutlara ulaşıyor. Bu kuvvet de bedenimizin kara deliğe daha yakın olan kısmını, daha uzak kısmına nazaran çok güçlü formda çekiyor.
Sonuç? Bedenimiz, bir spagetti üzere ince ve uzun bir hâle geliyor. Buna da “spagettifikasyon” ismini veriyorlar.
Zamanın yavaşlaması ve gerçekliğin ikiye ayrılması
Einstein’ın genel görelilik teorisine göre güçlü kütle çekim alanları vaktin akışını etkiliyor. Kara deliğe yaklaştıkça da dışarıdaki bir gözlemci için hareketlerimiz yavaşlıyor ve hatta durma noktasına geliyor.
Ancak bizim bakış açımızdan vakit olağan akmaya devam ediyor. Bu da gerçekliğin ikiye ayrılması olarak yorumlanıyor; dışarıdaki biri için siz donmuş üzere görünürken siz kendi gerçekliğinizde olağan bir biçimde kara deliğe düşmeye devam ediyorsunuz.
Bilinen fizik maddelerinin çöktüğü nokta
Olay ufkunu geçtikten sonra ise kara deliğin merkezine yanlışsız yol alıyoruz. Bu merkez noktasına da “tekillik” deniyor. Tekillikte, kütle çekim kuvveti sonsuz hâle geliyor ve bilinen fizik kanunları burada geçerliliğini yitiriyor. Ne yazık ki tekilliğe ulaştığımızda bedenimizin atomları bile bu muazzam kuvvet karşısında parçalanıyor.
Kara delikler, kütlelerine ve dönme suratlarına nazaran farklılık gösteriyor.
Yıldız kütleli bir kara deliğe düşmek, üstün kütleli bir kara deliğe düşmekten daha süratli ve dramatik sonuçlar doğurabiliyor. Muhteşem kütleli kara deliklerde, olay ufkunu geçtikten sonra bir müddet daha hayatta kalma bahtımız olabiliyor lakin nihayetinde tekilliğe ulaşarak tıpkı sonla karşılaşıyoruz.
Sonuç olarak bir kara deliğe düşmek, insanlık için şu anki teknoloji ve bilgi birikimiyle kaçınılmaz bir son demek. Lakin kara deliklerin iç yapısı ve tekillikte neler olduğu konusunda hâlâ birçok bilinmezlik bulunduğunu da unutmamak gerek.
Bunları da inceleyebilirsiniz:
